17 Şubat 2012 Cuma

Bu Masalı Biz Yazdık :)

Bu kadar keyifli olacağını önceden tahmin etmediğim bir etkinlik oldu :)
Üniversitede Drama dersimizdeydi sanırım bir kaynak kitapta buna benzer bir etkinlikle ilgili bir kaç cümle okumuş ancak tamamen unutmuştum. Ta ki bugüne kadar :)
Sınıfça bir masal yazdık. önce tahtaya bir word belgesi yansıttım. Ardından giriş için iki cümle yazdım; "Aylin, güzel bir günde ormanda yürüyordu. Uzun süre dolaştı. Ancak etrafına bakınınca kaybolduğunu anladı." İşin özüne uysun diye cümleleri önceden planlamamıştım, o anda uyduruverdim. ardından sırayla her öğrenciye söz hakkı verdim ve masalı bir cümleyle devam ettirmelerini istedim. Bunu yaparken parmak kaldırmayı yasakladım. Birkaç kişinin işi sırtlanmasını engellemek için. Önce daha iyi olacağını tahmin ettiğim çocuklarımdan başlayarak hepsine söz verdim. Üç kişi haricinde söz hakkını boş geçen olmadı. 
Fikirlere değil sadece cümle düzenlerine ufak müdahelelerim oldu. Onlar söylerken ben aynı anda yazdım, hepsi tahtadan izledi.
Sonunda da ilk masalımız ortaya çıktı. Biz çok eğlendik. En sonunda da masalımızı çıktı alıp hepsine birer örnek dağıttım. "Öğretmenim bunu biz mi yazdık yani?" diye sorarlarken gözlerindeki ışıltıyı görmeliydiniz :)
İşte ürünümüz:
AYLİN
Aylin, güzel bir günde ormanda yürüyordu. Uzun süre dolaştı. Ancak etrafına bakınınca kaybolduğunu anladı. Korkmaya başladı. O anda bir ceylan gördü. Ceylan, Aylin’den kaçtı. Aylin, ceylanın kaçmasına çok üzüldü ve yoluna devam etti.
    Sonra çikolatalı pastadan yapılmış bir ev gördü. Hemen evi yemeye başladı. Evi yiyip bitirdi. Koca evi yiyince karnı şişti. Bir ağacın dibine oturdu. Ağacın dibinde uyuyakaldı.
Bir süre sonra uyandı ve çok susadığını fark etti. Annesiyle babasını da çok özlemişti. Yoluna devam etmesi gerektiğini düşündü.
Uzun süre yürüdü ve evini uzaktan görmeye başladı. Ancak bir anda karşısına bir cadı çıktı. Aylin, cadıya kim olduğunu sordu.
Cadı, Aylin’e;
-    Benden korkma, sana yardım etmeye geldim, dedi.
Ancak Aylin ona inanmadı çünkü kocaman bir burnu vardı. Aylin, oradan hızla uzaklaştı. Bunun üzerine cadı, Aylin’in peşinden koşmaya başladı. Cadı Aylin’i yakalayıp evine götürdü. Aylin, ağlamaya başladı.
    Cadının evi gerçekten çok korkunçtu. Aylin iyice korkmaya başladı.
O arada ailesi de Aylin’i aramaya başlamıştı. Ancak Aylin’i hiçbir yerde bulamadılar. Sonunda polisten yardım istemeye karar verdiler. Polis Aylin’i ormanda aramaya çıktı.
Bu arada cadının evinde Aylin mışıl mışıl uyuyordu. Gece ormanların kralı olan aslan geldi. Aylin birden uyanıp karşısında aslanı gördü. Aslan, Aylin’i bağlayan ipleri ısırarak kopardı. Aylin o sırada çok korkmuştu. Aslan Aylin’e,
-    Benden korkma. Seni kurtarmaya geldim, dedi.
O arada evinde aslanı gören cadı korkup kaçtı. Aslan, Aylin’i sırtına bindirip hızla evine götürdü. Annesi ve babası, Aylin’i karşılarında görünce çok mutlu oldu.
O arada ormanda Aylin’i aramakta olan polisler cadıyı görüp hemen yakaladılar. Aylin, o gün yaşadıklarından sonra bir daha tek başına ormana gitmedi.


Yazan: Sarıkamış Şehit Fikret Gündüz İlköğretim Okulu 3/A Sınıfı Öğrencileri


Elbet ben bu etkinliği burada bırakmam :) Serbest etkinlik saatlerimizde sene sonuna kadar ya da sıkılıncaya kadar devam edeceğim. Sonunda da yazdığımız tüm masalları bir kitap halinde toplayıp çocuklarıma hediye edeceğim. Her hafta yazılan masalları da büyük boy hazırlayıp sınıfa asacağım. Öğrencilerim hafta boyunca masal için resimler yapıp üzerine yapıştıracaklar. Masal kitabı resimsiz olmaz değil mi ya?

7 Şubat 2012 Salı

Bölme İşlemine Başladık :)

Geçen yıl sene sonuna denk gelmişti bölme işlemi. Bizde hafızalar japon balığından hallice :) Unutulmuş elbet. Bu sene zorlaşacak o yüzden sıkı tutmak gerek deyip en başa döndük bugün. 
Tamamen doğaçlama ve anında uydurulmuş bir etkinlikle bölme işlemini kendimiz tasarladık. Sınıfım kalabalık olmasına rağmen oturma düzenimiz grup çalışmasına geçmek için çok uygun. Hemen 6 kümeye ayrıldık. Her kümeye elime kıymıklar bata bata kırdığım kürdanlardan birer avuç dağıttım. Neden kürdan derseniz plansız bir etkinlikte ne bulursan onu kullanmak gerek :) Önce kürdanlar sayıldı.
Kürdalar sayıldıktan sonra dağıttığım A4 kağıtlara adedini yazdılar. Her kümeye kürdanlarını kalansız bölme işlemi yapacakları şekilde - örneğin 24 kürdanı olan gruba 4 kişiye paylaştırın- şeklinde görevler verdim. Saydılar, paylaştılar, kavgalar ettiler, barıştılar. 10 dakika sonra "Öğretmenim bana elletmiyor!" "Öğretmenim bu hiç yapmıyor." "Öğretmenim kağıdımız battı!" "Öğretmenim kürdanlarımız kayboldu!" nidaları arasında bölmeler yapılıp kürdanlar eşit dağıtılmış, küsler barışmış, herkes rahatlamıştı :)

 Yapılanlar not alındı. Sonra kürdanları paylaştırırken neler yaptıklarını anlattılar. Oluşturdukları grupları A4 kağıtlara bantladılar ve panomuza astık.
  En sonunda da yaptığımız işleri bölme işlemi problemlerine dönüştürdük. Basit bölmeler tamam. Hemen hiç sıkıntımız kalmadı. Aslında bu etkinlik 2. sınıfa daha uygun olur. Ama benimki gibi durup durup başa dönülen 3. sınıflarda da fena olmadı hani ;) En azından bölme işlemini biraz daha anlamlı hale getirdik. Bakalım işi bir basamak ilerletince neler olacak onu da yarın göreceğiz :)

Bu gün bir şey farkettim; 4. sınıfa geçmek istemiyorum ben