17 Eylül 2013 Salı

Okulda İlk Günler

Tek sözcükle tarifetmem gerekirse ilk günler "çılgınlık" Ama bir o kadar da keyifli. Bu ilk günlerde sınıf kurallarıyla yakından uzaktan alakası olmayan miniklerle altı saat ders yapmaya çalışıyoruz. Elbette hiç kolay değil. Ama iki gündür yaptığımız ve keyif aldığımız etkinliklerden bir potbori sunmak isterim :)

Renkli sayma pulları ve bölmeli tabaklar koydum her kümenin önüne. Hep birlikte pulları renklerine göre ayırmalarını istedim. Bunu yapmadan önce her bir bölmeye kendim birer pul koydum onlardan devam etmelerini istedim. 




Güzel vakit geçirdiler, renkli pulları sevdiler. Bir iki ufak hata dışında yaklaşık 10 dakika içinde pullar sınıflandı. Bu etkinlikte tek sorun ortak çalışmaya alışamamak oldu. Miniklerim pulları kendi önlerine çekme eğilimindeydi genellikle. Ama ufak tefek telkinlerle bu sorunu hallettik. Erken bitirenlerden pullarla kuleler yapmalarını istedim. Etkinlik sonunda masaları hep birlikte topladık. 

Bir başka etkinlik somun ve civatalarla oldu. Her birine bir takım verdim. Ben uçlarına somunlarını bir tur döndürüp takmıştım. Onlardan somunları sonuna kadar sıkmalarını istedim. İlk bitireni alkışladık. Bir iki tanesi bir türlü başaramadı ama onları da alkışladık ve yaklaşık beş dakikada bu etkinliği de tamamladık. Yine herşeyi birlikte topladık. 



Bir başka oyunumuz için yere meşhur rulo kâğıdımdan uzunca bir parça serdim. Sonra arabaların nerelerde hareket ettiğini sordum. Asfalt ne renktir diye konuştuk ve siyah bir pastel boyayla bol virajlı bir yol çizdim. Ardından bütün çocuklarımı yere oturttum ve önlerine yüzlerce ponpon koydum. Miniklerim ponponları dizerek yolun çevresini süslediler. 


Ardından sihirli şapkamızdan isim seçerek (Name Selector adlı ipad uygulamasını kullandım. Daha önce burada tanıtmıştım) sırayla oyuncak arabamızı yolda sürdüler. 


Bu aşamada çok eğlendiler ancak benim biraz canım sıkıldı. Ne yazık ki bazı miniklerim yolu kesinlikle takip edemedi, düz bir çizgi üzerinde gitti. Bu miniklerim yaptığımız tüm etkinliklerde benzer bir sorun yaşıyor. Beni biraz uğraştıracaklar kısaca ;)

Resim yapmadan olmaz elbette. Önce kesinlikle boyama sayfalarına karşı olduğumu belirtmeliyim. Miniklerin yaratıcılıkları önüne engel koyan, sıkıcı ve yorucu bu boyama sayfalarını çok çok nadir durumlar dışında kullanmam. Kimseye de tavsiye etmem. Her neyse, biz pastel boyalarla serbest resim yaptık. Bu aşamada da yaş özelliklerine uygun resimler yapanlar olduğu gibi sadece karalama yapan miniklerim de oldu. Bütün resimleri çok beğendik, isimlerini yazdık ve sakladık. Halen panom olmadığı için asamıyoruz maalesef :( 

İşte bir kaç çalışma. İyilerden ve gelişmesi gerekenlerden seçmece ;)




Resim çalışmalarının bir ders saati sürebildiğini belirtmeliyim bu arada. Elbette her minik en az üç kâğıt kullanıyor. 

Bir ders de legolarla oynadık etkinlik masalarımızda ortaya döktüğüm iki farklı lego türüyle oynadılar. Çoğu sadece üst üste dizerek yüksek kuleler yaptı ama benim için önemli olan zaten minik parmakları çalıştırmaktı bunu da başardık :) Bu etkinlik için kızımın legolarını okula götürdüm. Haberi olursa yanarım ;) 


Bir başka çalışmamız tüylü tellere boncuk dizmekti. Karışık boncuklar ve kendi kestiğim pipet parçalarını tellere dizdiler, bozdular bunu tekrar tekrar yaptılar. Aynı anda iki tele ve üç tele boncuk taktılar. Bu çalışmadan da çok keyif aldılar. Biraz sıkılır gibi olduklarında hadi bakalım en önce kim bitirecek?, ilk kim hepsini geri sökecek? Gibi gaz vererek ortamı biraz ateşledim. Çoğunda yarışacakları rakipleri bile yoktu ama önemsemediler ;)



Bir başka keyifli etkinliğimiz karışık malzemelerle süsleme çalışmasıydı. Her birine renkli bir A4 kâğıt verdim ve ortaya bolca ponpon, boncuk, akvaryum taşı, pipet döktüm. Bu kez kendi önüne çekme davranışı çok azaldı. Yapıştırmadan kağıtlarını güzelce süslediler, bozdular ve tekrar süslediler. Bu çalışmamız da neredeyse bir ders saati sürdü. 




Bütün etkinlikleri son beş dakika öncesinde noktalayıp sınıfı beraber topluyoruz. Yerlere saçılan malzemeleri birer birer toplayıp kutulara yerleştirmelerini istiyorum. Bu da sorumluluk bilinci için gerekli bir çalışma bana göre. Ama elbette tam bir curcuna yaşanıyor ;) Bir de zili çaldırıyoruz her ders sonunda. Heyecanla bekliyorlar bunu ;) fısıldayarak ona kadar sayıyoruz. İki kulağımızı kocaman açıp (elimizle iki yana çekerek yapıyoruz bunu da) dinliyoruz. Çalmadıysa tekrar sayıyoruz, olmadı mı yirmiye kadar sayıyoruz. Zil çalınca da alkışlar eşliğinde teneffüse fırlıyoruz. 

İlk defa bugün fotokopi nokta birleştirme çalışması kullandık. Sonuçta çok iyi olan da var çoooook çalışması gereken de. Bu çalışmaları her gün sadece bir kez yaptıracağım. Şimdilik boncuklarla ponponlarla hamurlarla oynamaya devam ;) 

Elbette sınıfımda problemler de var. Olmasa tuhaf olurdu zaten. Bir miniğimin ablası bizden ayrılamadı mesela bir türlü. Ama bugün oldukça uzakta oturabildi. Bir miniğim on dakikada bir "tulete debir miyim?" Diye geliyor yanıma. Tuvalet izni istiyor anlayacağınız. Bir miniğim her fırsatta ağzına birşeyler tıkıştırıyor. Suya izin veriyorum ama yiyecek meselesi fena. Bir ara bakıyorum kapı kapanıyor biri kalkmış gitmiş ya da geliyor. Yerlerde yatanlar oluyor bazen. Bunlar da işin çılgınlık kısmı :) 

Her ne kadar çoğu kez feleği şaşmış şekilde çıksam da sınıftan çok keyif alıyorum. Şimdilik işin eğlence kısmındayız elbette. Miniklerimin parmak ve el kasları çok zayıf. Minicik ellerimiz çok beceriksiz. Bu yüzden bolca bu tür etkinlik yapacağız. Sıkmadan, üzmeden, farketmeden geliştireceğiz kasları. 

14 Eylül 2013 Cumartesi

Aktif Öğrenme Sınıfımız

Nihayet birşeye benzedi sınıfım :) Artık paylaşılmaya hazır en azından. 
Bu yıl bambaşka bir sınıf düzeni oluşturmaya geçen sene Mayıs ayında karar vermiştim. Bir çıkış noktam var elbette. Hepimizin bildiği bir gerçek; okullarımız ve sınıflarımız çocuklarımızın fiziksel ve eğitim  ihtiyaçları göz önüne alınarak düzenlenmiyor. Halen elli sene önceki sistemle okul inşaatları yapılıyor. Küçücük sınıflara elli altmış çocuk doldurulup kaliteli eğitim verilmesi bekleniyor. Üstelik bu sınıflarda çoğu zaman çocukların boyuna uygun sıralar bile bulunmuyor. 
Maddi imkansızlıkları bir kenara bırakalım. Bu durumun temel sebeplerinden biri alışkanlıklardır. Okul idarecileri kendilerince haklı sebeplerle daha iyi eğitimden ziyade daha güzel duvarlar, kullanılmamış, yıpranmamış eşyalarla dolu sınıflar hayal ediyor. Öğretmenlerin pek çoğu altı saat boyunca sessiz sessiz sırada oturan öğrenciler istiyor. Bunların sebepleri bambaşka bir tartışma konusu ben sadece var olan duruma dikkat çekmek istiyorum. Çünkü benim başka türlü bir hayalim var. 
Hayalim çocukların özgürce hareket edebileceği, ihtiyacı olduğu anda ihtiyaç duyduğu etkinliği yapabileceği bir sınıf. Bu amaçla yola çıktım. Başka türlüsünün mümkün olabileceğini göstermek için. Mayıs ayından beri çalmadığım kapı, yardım istemediğim kişi kalmadı herhalde. Sağolsunlar pek çoğu da beni geri çevirmedi destek oldu. Gelelim neler yaptığıma. 
Önce okulumuzda uzun yıllardır boş duran büyük bir dersliği kullanmak için müdürümüzden izin istedim. Ardından milli eğitim müdürümüze hayalimi anlattım ve harap durumdaki dersliği gösterdim. 



Ben kullanmaya karar verdiğimde sınıf bu haldeydi. Milli eğitim müdürümüz lavaboları ve zeminlerini yaptırmayı kabul etti. Ağustos ayı sonunda ve eylülün ilk haftasında da bu sözünü tuttu ve yeleri laminant kaplı fayansları yenilenmiş bir büyük dersliğim oldu. Ama içi bomboştu. Ne sıram ne de masam vardı. Bu aşamada ortaokula dönüştüğü için ana sınıfı kapanan bir okulumuzun müdürü imdadıma yetişti. Bütün ana sınıfı mobilyalarını sınıfıma bağışladı. Ana sınıfı mobilyası kullanmamın temel nedeni çocuklarımın 5-6 yaş grubunda olması. Yani boylarına en uygun olan bu masa ve sandalyelerdi. 
Başka bir ana okulundan kullanmadıkları iki masa ve bir dolap buldum. Kendi projeksiyonumu ve projeksiyon perdemi sınıfa getirdim. Masaların üzeri çok kötü durumdaydı, desenli raf örtüleri ve şeffaf naylonla kapladım elbette sevgili öğretmen arkadaşlarımın yardımıyla. 


Ben kullanmayacağım için boş kalan bir sınıftaki yazı tahtasını aldım. Bugün tüm günümüzü alan uğraşlar sonucu sınıfımın en azından mobilya döşeme kısmı tamamlandı. 


Henüz perdelerim yok. Stor perde istiyordum ama param da kalmadı o işi biraz erteledim ;) bu kısım esas derslik bölümümüz. Ben zaten oldum olası küme sistemini tercih ederdim. Bu minik masalarla işim daha kolay olacak. Elbet henüz çok eksik var. Panomuz da yok mesela. Ama hallolacak umarım. 



Bu kısım etkinlik bölümü. Blog yayınlarımı takip edenler bilirler. Geçen yıl 29 kişilik dördüncü sınıflarımla normal boyutlarda bir derslikte küçük sehpalar kullanarak etkinlik köşeleri oluşturmuştum. Şimdi dersliğim devasa büyüklükte olduğu için etkinlik köşesi olarak ayrı bir bölüm planladım bu bölümde matematik ve türkçe dersi ile ilgili düzenli olarak güncellenen oyunlar ve etkinlikler olacak. Çocuklarım ders sırasında işini bitirdiğinde ya da teneffüslerde bu köşeleri dilediği gibi kullanacak ve kendi kendine çalışacak. 


Bu kısım da masal köşemiz. Projeksiyonu da buraya sabitleyeceğiz. Böylece burada hem masal okuyup dinlenebileceğiz hem de projeksiyonla olan işlerimizi burada daha rahat bir ortamda halledeceğiz. Minderler şimdilik ödünç. Kendimizinkileri de bir şekilde yapacağım. Elbette duvarlarda kitaplık rafları olmasını hayal ediyorum ama bunlar da şimdilik beklemek durumunda ;)

Sınıfımın üç bölümü kabaca bu şekilde hazır. Miniklerim girişte ayakkabılarını çıkarıp panduf giyecekler. Böylece daha temiz bir ortamda çalışma şansımız olacak. Üstelik etkinliklerimizin bazılarını yerlerde de yapabileceğiz bu sayede. Tabii dört duvarla, mobilyalarla bu iş olmaz. Bunun için bütün yaz alışveriş yaptım. Pek çok da destek aldım sevdiklerimden. Etkinliklerde kullanılacak her tür malzemeyi her an sınıfta bulunacak şekilde temin etmeye çalışıyorum. Onlar da inşallah kısa zamanda yerlerini alacak. 

Şunu biliyorum elbette; ülkemizdeki mevcut okulların derslikleri bunun yarısı kadar bile değil. Ama  başta da dedim ya ben sadece bir hayal kurdum. Bunu paylaşıyorum çünkü farklı bir sınıf düzeninin mümkün olduğunu göstermek istiyorum. Aynısı olmasa da sınıflar çocukların ihtiyaçlarına göre yeniden düzenlenebilir. Ben bunu neredeyse tamamen kendi imkanlarımla ve sevdiğim tanıdığım insanların destekleriyle yaptım. Destek alabileceğim velilerim yok mesela. Hepsi yardımlarla geçinen aileler. Onlardan herhangi bir maddi destek almam mümkün değil. Halen pek çok eksiğimiz var ama onları da bir şekilde yine kendi imkanlarımla ve dostlarımın desteğiyle tamamlayacağım. Umarım alnımın akıyla bu seneyi tamamlar ve miniklerimi bir üst sınıfa hazır şekilde yaz tatiline yollayabilirim. Bu arada duvarların renginin kesinlikle benim tercihim olmadığını belirtmem gerek ;) 

Lütfen sizler de sınıflarınıza ve elinizdeki olanaklara farklı bir gözle yeniden bakın. Alışkanlıklarımızdan sıyrılalım. Daha iyi, daha güzel neler yapabileceğimizi düşünelim. Okullarımızı asık yüzlü, soğuk mekanlar olmaktan çıkarıp çocuklarla birlikte değişen ve güzelleşen mutlu ve neşeli yerler haline getirelim. Ben ilk adımı atıyorum ve sizlerle de paylaşıyorum. Bu konuda fikirlerinize ve eleştirilerinize sonuna kadar açığım. Hepimize keyifli bir ders yılı diliyorum :)





13 Eylül 2013 Cuma

Minik Parmaklar İş Başında :)

Nihayet miniklerimizle tanıştık. En azından bir kısmıyla ;) Düzenli bir dersliğimiz olmadığı ve başka bir derslikte misafir olduğumuz için bu hafta uyum çalışmalarını kısa kısa tuttuk.  İlk üç gün daha çok sohbet ve şarkıyla geçti. Biraz okul gezisi biraz sıra olma derken dün ilk tuz hamurlarını okula götürdüm. Neşe içinde hamur oynadık. 


Aman efendim ne yıldızlar ne yılanlar yapıldı anlatamam :) Doğrusu oldukça keyifli bir ders oldu bizim için. 
Bugün tam yerleşmemiş olsak da kendi sınıfımızda ders yaptık. Artık biraz makas kullanalım, boyama yapalım duruma bir bakalım düye düşündüm. Ana sınıfı öğretmenimizin yönlendirmesiyle daha önce internetten bolca satın aldığım renkli pelür kağitları ve makasları dağıttım. Makası nasıl tutacağımızı konuştuk, bir iki makas konuşturma çalışması yaptık. Şık şık açıldı kapandı makaslar. Sonra sıra kağıtları kesmeye geldi. 
Maalesef miniklerimden bazıları hayatında ilk defa makas tutuyor ve gerçekten makaslarla müthiş bir mücadele verdiler. Sonuçlar çok başarısız da olsa kağıtlarımız küçüklü büyüklü kesildi. İsteyenler kestikleri parçaları avuçlarında yuvarlayıp topçuklar yaptı. 
Ardından iki kümeye iki büyük kağıt verdim. Herkesin sağ elini kâğıda koymalarını istedim. Ellerin çevresinden pastel boyayla geçtim. Sonra herkes kendi elini dilediği gibi boyadı. Küçük kağıtları yapıştırıcılarla elinin etrafına yapıştırdı. 



Ama durum içler acısı itiraf etmeliyim. Bizim minik parmaklar hem çok güçsüz hem çok beceriksiz. Tahmin ettiğimden daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyacağız sanırım. Ama elbet bunun da üstesinden geleceğiz :)
Üstelik miniklerim bu beceriksizliklerinin neyseki farkında değil ve bu yüzden eserlerimiz bizi çok gururlandırdı :) Önemli olan da bu zaten. 



Asacak bir panomuz olmadığı için pencerenin içine koyduk çalışmalarımızı. Pazartesi asabiliriz inşallah. 

Bu arada haklı olarak miniklerimden bazıları annesinden ablasından ayrılmak istemiyor. Bunların sayısı çok az ve şimdilik büyüklerimiz de sessizce yanımızda duruyor. Ama beni sevindiren bu minikler de etkinliklerde rahatça çalışıyor. Yani büyükleri kapı dışarı etmemiz an meselesi ;) 
Bugünkü etkinliğe ait fotoğraflar yeni dersliğimizde çekildi. Sınıf düzenimi tamamlayamadım ama kabaca bu yıl bir aktif öğrenme sınıfımız olacağını söyleyebilirim. İnşallah bir sonraki yayınım bu sınıf düzeniyle ilgili olacak ;)

Hepinize keyifli ve verimli bir yıl dilerim şimdiden :)








6 Eylül 2013 Cuma

Uyurgezer Fil Mambo

Kızımın en sevdiği kitaplardan biri olan Uyurgezer Fil'i ilk haftalarda çocuklarıma da okumaya karar verdim. Kitap gerçekten çok keyifli. Uyurgezer Fil Mambo'yu uyandırmamaya çalışan çok gürültülü bir şehrin öyküsü. 

Elbette bir kitabı okuyup kenara koymak olmaz. Onunla ilgili etkinlikler de yapılmalı. Kitabı çocuklarıma resimlerine bakarak okuduktan sonra elbette biraz canlandırma çalışmaları yapacağız. Mambo gibi ip üstünde yürüyebilir, uyurgezer olabiliriz örneğin. Sonra tabii bizim için en önemli şey olan parmak kaslarını çalıştırma kısmı geliyor. Bunun için plastik tabaktan bir Mambo yapacağız. Etkinlik çok basit. Önce Photoshopta çizerek hazırladığım şablondan her çocuğumuz için çoğaltıyoruz. Çocuklarımız parçaları kesip pastel boyayla filin kulaklarını ve hortumunu yeşile boyuyor. 




Filin hortumu üç boyutlu dursun diye içe dışa katlıyor. 

Geriye bütün parçaları filimizin yüzünü oluşturacak şekilde yapıştırmak kalıyor. Biz kızımla oynar gözler kullandık. Ama gözleri gözlüklerin içine çizerek de yapabiliriz. 


İşte fillerimiz hazır :)
Yine öyküyle ilişkili basit etkinlik kağıtları hazırladım. Bunlarla da hem parmak kaslarımızı geliştiriyoruz hem keyifli vakit geçiriyoruz. 


Bu çalışmalarının tamamının özgün çalışmalarım olduğunu belirtmeliyim. Ben hazırlarken çok keyif aldım. Umarım sizler de uygular ve çocuklarınızla birlikte keyifli zaman geçirirsiniz. Etkinlikle ilgili bütün dokümanları buraya tıklayarak indirebilirsiniz. 





3 Eylül 2013 Salı

Onluk Kartlarla Eşleme

Evet, tatil resmi olarak sona erdi ve miniklerimizin gelmesine çok az kaldı. Elbette benim hazırlıklarım da son hız devam ediyor. 
Bugün, yine sayıların öğretimi ve toplama işlemlerinde sıklıkla kullanabileceğimiz onluk kartlarla ilgili bir çalışma hazırladım. 
Önce sınıfta sürekli bulunacak, ya da çocuklarla boyanarak dosyalarına konabilecek bir setimiz var.



Bu kartları sayıların onluk kart üzerinde gösterillişinin öğretiminde kullanacağım. Bu konuyu iyice kavratmak istiyorum ki ilerleyen konularda onluk kartlarla yapılacak çalışmalarımız kolaylaşsın. 

İkinci bölüm bir eşleme oyunu. 


Bildiğimiz eşleme oyununu sayılar ve onluk kart gösterimi ile oynuyoruz. Bu kartları çıktı alıp jelatin ya da koli bandıyla sağlamlaştırdıktan sonra her an çocuklarımın eli altında olacak şekilde sınıfa koymayı düşünüyorum. Hem sınıfça oynarız hem teneffüslerde kendi kendilerine oynayarak vakit geçirebilirler. Kartları özellikle biraz büyükçe hazırladım ki minik parmaklar rahatça ortalığa yayıp oynasın ;) 

Kartlar ve oyundan oluşan seti buraya tıklayarak indirebilirsiniz.